10 Mart 2014 Pazartesi

BİLKENT SENFONİ ORKESTRASI - Dünya Kadınlar Günü Özel Konseri


BİLKENT SENFONİ ORKESTRASI  - Dünya Kadınlar Günü Özel Konseri
8 Mart 2014 - Ankara

Sef: Işın Metin  Soprano :  Selva Erdener  Mezzo-soprano : Asude Karayavuz    Kanun: Ahmet Baran

 Atilla İlhan’ın “Ben Sana Mecburum” şiirinden Hasan Uçarsu’nun orkestraya uyarladığı bu eseri Mezzo-Soprano Asube Karayavuz seslendirdi. Biraz zorlama bir uyarlama olmuş.  Şiir olarak dinlemeyi tercih ederim.
İkinci bölümde muhteşem bir soprano vardı. Selva Erdener’i daha önce de Resim Heykel salonunda dinlemiştik. Gene muhteşemdi.

Turgay Erdener’in Turkuaz Şarkılar adını verdiği uyarlamalar serisinden çok güzel parçaları seslendirdi. Kanunu ile Ahmet Baran’da orkestraya eşlik etti. Dinlemeye doyamadık. 4 kere bis yaptılar. Kulaklarımızın pası silindi doğrusu.
 3 CD’si çıkmış. Kalan Müzik’den herkese öneririm alıp dinleyin. Biz ikisini aldık ve konser sonrası da imzalattık.

 

5 Mart 2014 Çarşamba

Yaşlı Adam ve Deniz - Ernest Hemingway

Yaşlı Adam ve Deniz -  Ernest Hemingway
6 Mart 2014

İnsanın umudu sayesinde nasıl ayakta kaldığını, umut tükenmedikçe hayatın ve insanlığında tükenmeyeceğini anlatan kısa ve etkileyici bir roman.
İnsanı insan yapan şey içinde yaşadığı azim ve ümittir. Yenilgi gibi görülen durumların sonunda bile o durumdan çıkarılabilecek bir kazanım mutlaka vardır.

Geriye iskeleti bile kalsa, yakalanmış bir balık, yakalanmış bir balıktır.
 
Yaşlı Adam ve Deniz, Ernest Hemingway'in Nobel Edebiyat Ödüllü eseri. Eser aynı zamanda birçok ödül de kazanmıştır. Hemingway bu hikâyeyi Küba'da yazmıştır ve hikâyenin başkahramanı Kübalı bir balıkçı olan Santiagodur.

Hemingway'in gücü, sade ve derin olmasından gelir. Doğa ile insanın mücadelesini açıkça betimler. Bir insanın neden ölünceye kadar umudunu kaybetmemesi gerektiğini şu cümlelerde gösterir:
“Çünkü insan olmak, umudunu korumak, tazelemektir. Zorluklar karşısında bir daha umut etmemecesine yılmamak, umudunu devam ettirmek için mücadele etmek, şartlar ne kadar kötü olsa da umutsuzluğa düşmemek için dayanmak, direnmek, elinde bir şey kalmasa da son yapacağın şey umut etmek gerekir.”

Yaşlı adam ve deniz, ihtiyar balıkçı Santiago'nun bütün olumsuzluklara rağmen umudunu yitirmeyişini konu alır. Kitapta ihtiyar balıkçı, seksen dört gündür para getiren hiçbir balık yakalayamamış, diğer balıkçıların alay konusu olmuştur. Santiago'nun talihsizliği yüzünden yanından ayrılmak zorunda kalan Manolin ihtiyarın her zor anında yanındadır ve onun bir gün büyük bir balık yakalayacağına sonsuz inanmaktadır. Seksen beşinci günün uğuruna inanarak okyanusa açılır ve büyük bir kılıç balığı yakalar. 5 gün boyunca kılıç balığı ile okyanusta kalan Santiago'nun hikayesidir bu kitap.
Santiago, yaşlı, hasta, güçsüz ve fakirdir ama umut ederek elinden gelen her şeyi yapar. Tam "Başardım." dediği anda tüm hayali gözleri önünde parçalanır. Balık, onun umudu, kısmeti, yemeği, ünü, şanı, arkadaşı aslında kendisidir.
Kitabın sonunda Santiago 6 metrelik bir kılıç balığıyla gelir ama artık sadece iskeleti kalmıştır.
Umut etmek güzel, başarmak daha güzel ama başarı, kazanç sağlayınca bir şey ifade ediyor.

3 Mart 2014 Pazartesi

Şarap Rengi Deniz - Leonardo Sciascia


Şarap Rengi Deniz - Leonardo Sciascia

3 Mart 2014

Sicilya'nın karanlık yüzünü ince bir mizah ile anlatmış. Kokuşmuş adalet sistemi, Mafya'nın suskunluk yasası omerta, Amerikan rüyası, şüphe, korku, çaresizlik ile yüklü eser bir kaç yüzyıla yayılan Sicilya tarihi gibi.

“Şarap rengi denizde varabilmen için yurduna, / güzel kurbanlar sunmalıydın yola çıkmadan / hem Zeus’a, hem öbür tanrılara…”

İtalyan edebiyatının en çarpıcı kalemlerinden Leonardo Sciascia gününün Sicilya’sını toprak ağası zenginlerinin umursamazlığı, yoksullarının çaresizliği, mafyanın amansızlığıyla, insanları ve toplumuyla görüntüleyerek, bilgece buruk bir gülümsemeyle irdelerken tarihsel boyutu hiç gözden kaçırmıyor.
Sicilya’yı Sciascia’dan dinlemek, bu eski uygarlık adasını, açıkça dile getirilmediği anlarda bile, tarihsel derinliğiyle izlemek, hatta duyumsamak anlamına geliyor.
Şarap Rengi Deniz, Leonardo Sciascia’nın kıvrak, şaşırtıcı anlatımından aşk, inanç, kurnazlık, şüphe, kıskançlık, umursamazlık, masumiyet ve öç alma duygusuyla örülü traji-komik hikâyeler içeriyor.