KALECİKTE BİR GÜN
Fatih Fethi Aksoy – 29 Eylül 2012 Cumartesi
Nisan ayında, davetli olarak katıldığımız “Kalecikte Kırsal Turizmin Gelişmesine Destek Projesi Talep Çalıştayı” için bu şirin ilçeyi bize gezdirirlerken yakın gelecekte buraya bir gezi yapmayı aklıma koymuştum. Çalıştay ve o gezi boyunca bunun planlarını yaptım. Araya yaz tatili girdiği için, biraz gecikmeli de olsa, Eylül sonunda bu geziyi gerçekleştirdik.
Ankara’ya 70 km mesafede olan ve Ankara’nın kenarından nehir geçen tek ilçesi Kalecik gezimiz sabah 8’de başladı. 1,5 saate yaklaşan bir otobüs yolculuğu sonrası, TOKİ konutlarının arasından yükselen kalesini görerek Kalecik’e girdik. İstasyon caddesini geçerek şehrin çıkışında Tansu Çiller Parkının içinde bulunan Belediye Konuk Evi’ne geldik. Burada güzel bir kahvaltıyla gezimize başladık. Yöreye özgü cevizli çörek ve kıymalı Kasnak Böreği kahvaltının özel lezzetleriydi.
Kahvaltının ardından Kalecik Kalesine doğru yola çıktık. Otobüsümüzün gidebileceği noktaya kadar gidip, kalan yolu yürüyerek kaleye çıktık. Yoldaki çeşmede tokmakla döverek yün yıkayan kadınlarla sohbet edip fotoğraf çektirdik. Kalede Atatürk’ün elinde şapkalı taştan dev heykeli bizi büyüledi. Burada ilçenin tarihçesi ve kale hakkında bilgiler aldık. Kalecik Kalesinin Romalılar devrinde Bursa Tekfuru tarafından kızına çeyiz olarak yaptırıldığını ve adının “Meşran” diye anıldığını, Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde bundan bahsettiğini öğrendik. Kaleden şehir merkezine gizli tünel olduğunu ancak henüz bulunup, açılamadığını söylediler.
Kale Camisi çok küçük ama şirin bir cami. Ahşap işçiliği dikkat çekiciydi. Kaleden merkeze doğru yürüyerek indik. Yol üzerinde bulunan Tabakhane Camisi ise nispeten daha büyük, taş işçiliğiyle yapılmış, içerisindeki süslemeler oldukça güzel bir mahalle camisi. Eski Ermeni mahallesi olduğu söylenen mahalleyi geçip merkeze indik. Bu mahallede bulunan evler bir restorasyonla ilgi çekici bir duruma gelebilirler. Şehir merkezinde tekrar otobüsümüze binerek Kızılırmak üzerinde bulunan ve halk arasında 7 gözlü olarak da bilinen Develioğlu Köprüsüne doğru yola çıktık. Bizanslılar döneminde yapıldığı tahmin edilen köprünün, Kızılırmak’ın azgın sularıyla baş edebilmesi için yapılan dalgakıranları ve köprünün kitabesini de gördükten sonra buradan ayrıldık. Yol üzerinde belediye tarafından düzenlenen İncirlik Mesire alanına uğradık. Kızılırmak’ın azgın sularıyla bütünleşen bu alan biraz daha düzenlenirse önemli bir işlevi yerine getirebilir. Yapımları devam eden HES’ler bitince burası balık tutulabilecek bir gölet halini alacakmış. Belediye
şimdiden buraya balık tutmak için yerler hazırlamış.
Develioğlu Köprüsü ( 7 gözlü )
|
Kalecik meydanındaki taş bina eskiden Hükümet Konağı olarak kullanılmış şimdi ise Adalet Sarayı olarak hizmet veriyor. Gene şehir merkezinde bulunan taş binalardan birisi Kaymakamlık Lojmanı olarak kullanılırken diğeri de Jandarma tarafından kullanılıyor.
Karahan Konağının müze bölümünü gezip üst kata çıktık. Bahçede hazırlanan masalarda Toyga Çorbası, Haşlama, Pilav ve baklava’dan oluşan menümüzle yemeğimizi yedik. Bu esnada konağın sahibi ve eşiyle de sohbet imkanı bulduk. Vural bey İstanbul’da mimarlık yapan ama zamanının büyük bölümünü Kalecik’te geçiren bir Kalecik sevdalısı. Eşi de konağın restoran bölümüyle ilgileniyor. Konakta Vural beyin kendi yaptığı taş üzerine resimleri herkesin ilgisini çekti. Çeşitli temalarda gruplandırdığı bu çalışmayı Ankara ve İstanbul’da sergilemeyi planlıyor. Ayrıca Kalecik Karası asmasının köklerinden yaptığı hayvan figürleri de ilgi çekiciydi.
Yemek ve konak ziyaretinin ardından bölgenin en önemli kaynağı olan Kalecik Karası üzümünün şaraba dönüşüm hikayesini dinlemek ve şarap fabrikasını görmek için yola çıktık. Kalvi Şarapçılığın fabrikasına giderek burada üzümün şaraba dönüşüm hikayesini dinledik. Anlatılanları tesiste yerinde gördük. Üretilen şarapları tatma ve alışveriş imkanımızda oldu. 2004 Kalecik Karası benim açımdan Kalvi’nin en başarılı üretimi sayılabilir.
Kalecik Kalesi
İlçe meydanı Atatürk Anıtı
Kalecik Kalesi
Kalvi Şarapçılık
Kalecik Kalesi
Kaledeki evlerden birinin kapısı
Tabakhane camisi
Üzüm ezen kadın heykeli
Kale yolunda çeşmede yün döcen kadınlar
Eski Hükümet Konağı - Şimdi Adalet Sarayı
Kalvi'de şarap tadımı
7 Gözlü Develioğlu Köprüsü
Kale inişinde Ermeni mahallesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder